keyfine düşkün, tembel insanımız düşünmemiş mi bunu; hele ki çay doldurmak için mutfağa gitmeye üşenen, üstelik tüp/doğalgaz faturası – ana tüketim maddesi olan – çay tarafından epeyce şişirilen üniversite gençliğimiz de keşfetmemiş mi, emin değilim.
her neyse, doğal gaz zamlarıyla ocağı yakamaz hâle geldiğimiz şu günlerde, tüketimimizi azaltacak bu güzel fikri insanlığa yayma görevini üstlenmekten onur duyuyorum.
evet efendim, siz de günde bir kaç demlik çay içenlerdenseniz, bu fikrin sizi cezbedeceğine eminim.
öyle bir dünya düşünün ki, çay bir kez demlendikten sonra ocağın yanık kalmasına gerek kalmıyor…
öyle bir evren düşünün ki, çayın bayatlama süresi uzuyor…
öyle bir kainat düşünün ki, boşalan çay bardaklarına hüzünlü gözlerle bakarak birinin gelip doldurmasını beklemeye gerek kalmıyor…
ey bu yazıyı okuyan fani! bu hayaller, bu ümitler düşündüğün kadar uzak değil!
yapman gereken tek şey, bir termos edinmek, ya da dolaplarını iyice karıştırıp uzun zamandan beri kullanamadığın o eski termosu bulmak.
evet evet, bu kadar basit!
çayını demledin mi? demi oturdu mu?
içtiğin miktara göre yeterince demi ve kaynar suyu bir güzel boşalt o termosa, kapağını sıkıca kapat.
kullanıyorsan eğer, şekerini de al yanına ve çık mutfaktan.
artık yerinden kıpırdamadan bir demlik sıcak çay içebileceksin!
bu kadar basit!
saat sabahın yedisi, bir yandan bu entry’i giriyor, bir yandan son üç saattir yerimden kıpırdamadan çay içme olanağını bana sağlayan termosumu okşuyor ve ağlıyorum, biliyor musun?
işte böyle ulvi bir şeydir evde termosla çay içmek.
ayrıca deneyen ve memnun kalanlar şu fikre de sıcak baktılar : yemek termosu
– ekşi sözlük teknoloji ofisi adına elsanin mecnunu, final sabahlamasında beynin durduğu an‘dan bildirdi –
(2009’da yazmışım bu yazıyı, okuyunca gülümsedim, okuyan da gülümser diye paylaşmak istedim blog’da.)