Nina Simone’u severim ama keşke bu eseri seslendirmeseydi derim çoğu zaman. Çünkü bu eseri bir tek Jacques Brel’e yakıştırabiliyor aciz kulaklarım. Siz de dinleyin istedim…
Yalnızsan, mutsuzsan, sahilde uzanmış içiyor ve Mojo Pin dinliyorsan, ve kirlenmişse gök duman bulutlarıyla, dalgaların yükselip yorgan olmasını ve seni sonsuza kadar uyutmasını istersin bu…
http://www.youtube.com/watch?v=nhSc8qVMjKM Neşelenmek istediğim sabahlarda dinlediğim bir parça.
kırgız halk ozanı, yirminci yüzyılın homeros’u olarak anılan manasçı. 1894 – 1971 yılları arasında yaşamış olan karalayev, 1935 yılında manas destanı’nı yazıya geçirmeye başlamış, 1947…
“- from the golden mounts of altai -” alt başlığıyla satılan, geleneksel altay halk müziğinin icra edildiği ve bu vesileyle throat singing denen şeyin ne…
israil asıllı çellist. çelloya altı yaşında başlamış, sekiz yaşında uzi wiesel’in öğrencisi olmuştur. bugüne kada çalıştığı isimler arasında yuri başmet, pinchas zukerman, gidon kremer, zubin…
hayatımda gördüğüm – umuyorum ki daha iyilerini de gösterir erkan oğur -, dinlediğim, iştirak ettiğim en muhteşem konserdi bu. yani nasıl anlatabilirim size, hayatımın son…
(bkz: üşüyoruz reis) böyle güzel bir konserle ilgili söyleyebildiğim ilk şeyin üşümeye dair olması çok acı. ama ne yazık ki haftalardır matruskam ile yolunu gözlediğimiz…
özlem hızıyla döndüğümüz için eve ancak gecenin onikisinde vardık. yolda avni’nin teybini bile açmaya yeltenmedik, kulağımızda kalan o son notaları silip götürmesin diye. lakatos ve…