Menü Kapat

Ne İşe Yaradığı Bilinmeden Satın Alınan Eşya

sadece ne işe yaradığı bilinmeyen eşya değil, nasıl kullanılacağı da bilinmeyen/kullanılamayan eşyaları da kastediyorum aslında.
ama anlatmak tanımlamak istediğim şey 50 karakter dayatması’na takılınca bu kadarı olabildi.
neyse, bu eşya aslında asla kendini gerçekleştiremeyecektir eşyadır.
kendini bilmez tüketicilerin kurbanı olur bu eşya(lar), ki muhtemelen bu kendini bilmez tüketicilerin toplam tüketicilere oranı korkutucu bir rakamdır, ve ömür(lerinin)ünün geri kalan kısım(lar)ını bir dolabın içinde, gardırobun üstünde, ya da gözden ırak neresi varsa orada geçirir(ler).
çok acayip bir durumdur, inanın.
izin verin, nasıl kullanılacağı bilinmeyen eşyaların alınma macerasını ufak bir örnekle anlatayım :
— spoiler —
x kişisi hayatı boyunca eline tornavida almamıştır. miyoptur, astigmattır, yani istese de düzgün takamaz hiçbirşeyi.ama birgün yolu atıyorum tekzen’e düşer.
aman allahım!
renkli tornavidalar, pilli tornavidalar, şarjlılar, değiştirilebilir uçlular. yani moda tabirle tornavida dünyası’dır bu mağaza.sonra elinde poşetlerle mağazadan eve dönerken bulur kendini bu x kişisi.açar kapısını girer içeri, poşetlerin içindekileri dökmeye başlar. 3 yıldır tornavida, 2 kontrol kalemi falan filan.çok heveslenir, her evde aksayan birşeyler muhakkak olduğundan, kendisine tamir edecek malzeme bulmakta zorlanmayacaktır zaten.eğer bir imkansız gerçekleşir ve evde hiçbir eşya sorunlu olmazsa, bizim x kişisi 3 vakte kadar birşeyleri bozacaktır, kaçarı yok!
ve ne olur? o eşya tamir edilirken, ya kullanılamaz hale getirilir, ya x kişisi parmak, el vs. uzuvlarını sakatlar, ya da en iyi ihtimalle hevesi kırıldığı için vazgeçer.
ve artık bir daha dokunulmamak üzere ortalıktan yokolur o muhteşem tornavida takımı.
— spoiler —
hayatın acımasız gerçeklerine dair iç burkan bir örnektir aslında bu x mecnunu’nun yaptığı şey.hayatı boyunca evin tüm tesisat işlerini yapabilen erkek modeline özenmiştir ve asla becerememiştir, ne bir conta takmayı, ne iki çivi çakmayı. bir ömür birşeyleri başarmak suretiyle kendini ispatlamayı deneyecek ve kaybetmeye mahkum olacaktır.kimse öyle olduğunu farketmese bir tutunamayandır x kişisi, yazıktır, günahtır!
ne yazık ki bir de bu x kişisinin bir üst modeli vardır : t kişisi!
(üzgünüm, y kullanamıyorum, zira karakterimize istemediğim bir şekilde feminen bir görüntü kazandıracaktır onu y kişisi olarak adlandırmak. halbuki evi çöplüğe çevirme tutkusu maskulen bir eğilimdir. ne dedim ki ben şimdi?)
evet, bu t kişisi de x kişisinin abisi gibidir.x kişisi kadar yeteneksiz olsa da, ondan daha fazla girişkendir. misal, x kişisi bir tornavida takımıyla tatmin olabilirken, t kişisi o kadar ucuza gelmez.
— spoiler —
diyelim ki, t kişimiz marangozluğa ilgi duydu!
eyvahlar olsun!
marangozluk adına ne varsa araştırmaya başlar internette, hobi dergilerinde ve akla gelebilecek neresi varsa orada.artık hazır kitaplık almak için ikea denen tekel(!)’e para kazandırmayacaktır.bir kitaplık yapmak için ne işe yaradığını dahi bilmediği bir sürü eşya satın alıverir.marangozların kesim tahtasından, matkapa, elektrikli testereye ve diğer envai çeşit kıvır zıvır’a kadar herşeyi temin etmeye çalışır.yeterince zaman ve paraya sahip olsa, evini marangozhaneye çevirebilecek kadar tehlikeli bir tiptir bu t kişisi.neyse efendim, bu t kişisi aslanlar gibi alır da alır, peşin fiyatına 12 taksitler, şimdi al sonra ödeler ve diğer kampanyalardan istifade ederek, evini, oda olmadı oturduğu apartmanın vs. bodrum katını doldurur garip eşyalarla.
ama ne yazık ki o kitaplığı asla inşa edemez.
ya alacaklılar kapıya dayanır, ya alması kesinlikle gerekli/olmazsa olmaz bir parçayı alamamıştır, ya da en kötüsü eşi yasaklar ona “başlarına icat çıkarmasını”, yani mutlaka bir talihsizlik olur!ve bir şekilde tüm hevesi kaçıverir t kişimizin.
paslanana ve kullanılamaz hale gelene kadar da sürünür o eşyalar evde, bodrumda, çatıda ya da balkonda…
hep bir gün kullanılacakları umudu vardır, hem eşyalarda, hem de t kişisinde.
çünkü kitaplığın parası çıkmak zorundadır!
— spoiler —
sözümün sonuna gelirken, bu entry’i
-telefon kablosunu geçirip geri çakacağımı düşünerek söktüğüm ve geri çakayım derken duvarı parçaladığım için birbuçuk yıldır açıkta duran süpürgeliklerime,
-tamir etmeye çalışırken elektrikli tornavidamın şarjının bitmesi nedeniyle yarım kalan tamiratı eşim tarafından tamamlanan mutfak dolaplarıma,
– asla işimi göremeyen şarjlı tornavidama,
– kütüphanemin tüm dolap kapak kulplarına,
– tablo asacağım diye delik deşik ettiğim duvarlarıma,
– sıcağa çevirince soğuk akan banyo musluğuma,
– odada yerini değiştirirken başını kırdığım yatağıma,
– asla kullanamadığım kırmızı tornavida takımıma,
– hem plastik hem de metal çekiçlerime,
– şimdi adını hatırlayamadığım, ne işe yaradığını bilmediğim, ama bir gün bulacağıma inandığım tüm eşyalarıma ithaf ediyorum.
ayrıca kendi resim çerçevelerimi kendim yaparım diye marangozhaneden aldığım çıtalara da selam ediyorum.

Bir yanıt yazın