sözlük yazarı katedral’in de teşvikiyle, ona yazdığım mesajı alıntılamak istiyorum, tam bir eleştiri değildir, üstelik spoiler içerebilir. kitapta klişeler var, hem de epeyce fazla. ama…
oturduğun yerde, hiç kıpırdamadan, nefes alıp vermek dışında bir yerini kıpırdatmadan, o anda karşında ne varsa ona kilitlenme, düşünememe, hissedememe, eyleme geçememe hâli. o kadar…
her aptal romantik gibi benim de sahibi olmak isteyip de olamadığım . oysa ki kelaynak kuşu gibi nesilleri tükeniyor onların da, internetten satışın karşısında bile…
saatin tiktakları benim tarafımdan duyuluyordu. klavyenin tuşları harekete geçerken parmaklarımın altında, bakılıyordu ekrana benim tarafımdan. düşünceler kafamın içerisinde üretilirken, aralarında anlık bağlantı kıvılcımları yakalanmaya çalışıyordu…
islam bir numara, en büyük araplara inen peygamber tam 40 yaşında indi ona ilk emir nerden geldi bu emir, en iyisi sorma anlamazsın kafan almaz sorma…
Yapılışı: Başlarken 15 zincir çekip birleştiriniz üzerine 35 tane dolgu yapıp 4 zincir çekip 7 tane dolgu yapınız bu şekilde 6 tane aralarına 2 zincir…
çocukluğumuzun en ilginç eğlencelerinden biriydi cam macunu toplamak. o zamanlar çift cam, ya da plastik çerçeve denen şeyler olmadığından, olsa da biz varoş çocuklarının yaşadığı…
biz son asilerdik… sokakta ayı oynatan amcaları son görenlerdik… salıncakları sokak sokak gezdirip kuran amcaları da son görenlerdik… galata köprüsünün eski hâlini…
bizim oralarda babamın amcasının oğlu da benim amcamdır. dedemin kardeşi de dedemdir. akrabalık ilişkileri kuşaklara göre değerlendirilir. kendi kuşağımdan biri kardeşim değilse kuzenimdir, bir önceki…
sadece ne işe yaradığı bilinmeyen eşya değil, nasıl kullanılacağı da bilinmeyen/kullanılamayan eşyaları da kastediyorum aslında. ama anlatmak tanımlamak istediğim şey 50 karakter dayatması’na takılınca bu…